Ülkücü olmak zor iştir.
Milliyetçi Hareket Partisi ( MHP ) Konya İl Başkanı Av. Murat Çiçek İl Başkanlığında Düzenlediği Basın Toplantısında, Ülkücü Olmak Zor İştir, Dedi. Başkan Çiçek Milletvekili Aday Adayları Mehmet Yaman ve Temmuz Şemin'i Kamuoyuna Tanıttığı Basın Toplantısında daha sonra şu görüşler yer verdi.
Ülkücü olmak zor iştir. Ateşten gömlek giymek gibidir. Kıymeti de buradan gelir. Burası şehitler yurdu, bir nevi Peygamber ocağıdır. Karakteri zayıf, damarı bozuk, menfaatperest ve rant meraklısı olanlar bu ocakta çok fazla barınamazlar. Onların gideceği yerler bellidir. Onlar oralara giderken ellerinde avuçlarında geçmişe dair bir şeyler kalmışsa onu da pazara döküp satılık edeceklerdir elbette.
Fakat satmaya alışanlar, bilhassa ülkücülük gibi ulvi bir davayı siyaset pazarına çıkaranların yarın satamayacağı bir şey düşünülemez. Onlar bir zaman sonra şimdiki gittikleri yeri de satarak, PKK'da ülkücülük yapmaya talip olabilirler ve o zaman da kendilerini hem PKK'lı hem ülkücü ilan edebilirler.
Pusulalarını kaybetmiş olanlara son bir çift sözümüz, Nihal Atsız'ın "Yolların Sonu" şiirinden olacaktır;
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşınmaz, Çünkü bu yol kutludur gider Tanrı Dağına.
Mademki yoldaşını bırakıp gidenlerin, değişilir topuda bir sokak kaltağına.
Batan geminin malları, anlaşılan bu gibilerin gözlerini kamaştırmıştır. Öyle ya, AKP'de kazanlar kaynıyor, Konya'da kaynıyor, Ankara'da kaynıyor. Konya'da bir AKP aday adayı dayanamamış sonunda "Kılıcı" sıyırmış, içini dökmüştür. Daha doğrusu içimi dökeyim derken cerahati ortalığa dökmüştür.
Çiftçinin emeğini, mülkünü altın hisse mahareti ile kendi mülküne çevirmekle suçladığı bir diğer AKP aday adayını yerden yere vurmakta; Para ile ve elinde bulundurduğu medya gücü ile kendisini birinci seçtirirken, bu "Kılıç" gibi insanları da sonlara getirtmekle ve suçlamaktadır. Bu kadarla da kalmamakta, türlü türlü rezaletlerden bahsetmektedir. Gerçi Facebook sayfasından derhal kaldırtılmış ortalık temizletilmiştir amma, meraklıları yazının tamamını şimdilik Cafe Kulis'te bulabilirler.
Yazının sonunda Sayın Kılıç, Başbakana seslenerek "Sayın Davutoğlu düşünsün, sınanan kendisidir" demektedir. Oysa Sayın Davutoğlu, dur bakalım kendisini duyacak veya düşünecek halde midir? Ankara'da kaynayan kazanların sesinden Konya'daki duyuluyor mu bakalım.
Ekonomi çatırdıyor, birileri ateşe benzin döküyor, Merkez Bankası günah keçisi ilan edilmiş. Citibank hissesini zararına satıp kaçmış. İşletmeler feryat ediyor. Piyasa da yaprak kıpırdamıyor.
Adamcağız ekonomi heyeti ile apar topar Amerika'ya uçtu. Telaşlarından Amerikan Dışişlerine bile haber etmeyi akıl edememişler. Koca Türkiye Cumhuriyeti ne hallere düşürülüyor Yarabbi. Hiç kimse ile görüşemeden geldiler. Yazık.
Öte yandan, Hakan Fidan çark etti dümeni nereye kırdı bilinmez. Sayın Abdullah Gül rotayı bizimkinin üzerine kırdı, çarptı çarpacak. Hemşerimiz bunlarla mı uğraşsın Konya'yı mı düşünsün?
Bir tarafta da aşkları PKK, HDP var. Onlar da hoş etmek lazım. Çıkartıldı saçma bir laf, "CHP ve de MHP kapatılacak" diye. Öyle anlaşılıyor ki, maksat başkaymış. Muhalefeti kafaya alıp, "partiler hiçbir şekilde kapatılamaz" hükmünü Anayasaya koyup böylece PKK'nın partisine zırh giydirmekmiş anlaşılan. Öyle ya, yarın nevruzda, terörist başını Parti başkanı ilan ederlerse ne olacak? Ya da başka bir yaramazlık yaparlarsa?
Memleketin çivisini çıkardılar, gemi su alıyor, akılları başlarında değil. Allah muhafaza buyursun. Allah encamını hayreylesin. Şu milletin kalbine bir ilham versin de gözler görür olsun artık.
Aday adayları Mehmet Yaman ve Temmuz Şemin'in Kendilerini Tanıttıkları konuşmaların ardından Basın topşantısı son buldu.