Ülkemiz ithalatçı konuma düşürüldü


Ülkemiz nüfusunun yarısı yoksulluk sınırı altında
Saadet Partisi Konya İl Kadın Kolları Başkanı Fazilet Bütüner:
-- Tarımsal alanda dünyada kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden olan ülkemiz maalesef ette, pirinçte, mercimekte, nohutta, limonda, pancarda ve nihayet buğday ve saman da dahi ithalatçı konuma düşürülmüştür. 

Saadet Partisi Konya İl Kadın Kolları Ekim ayı içerisinde yer alan Dünya Gıda günü münasebeti ile bir basın toplantısı düzenledi. Parti il binasında düzenlenen toplantıya çok sayıda partili katıldı. Toplantıda söz alan Saadet Partisi Konya İl Kadın Kolları Başkanı Fazilet Bütüner, "Kıt kaynaklarla, sınırsız ihtiyaçların giderilmesi şeklindeki  İktisat tanımını kökten reddediyoruz ve bu tanımın dünyada emperyalizm tarafından her türlü adaletsizliğin meşrulaştırılmasının temel araçlarından biri olduğunu biliyor,  ne kaynakların kıt, nede insan ihtiyaçların sınırsız olduğu yalanını asla kabul etmiyoruz" dedi.

DENGESİZ BESLENME ARTIYOR

Dünyada 10 milyon çocuğun 5 yaşına ulaşmadan hayatını kaybetmekte olduğunu ifade eden Bütüner, şöşyel konuştu: "Yoksulluğa bağlı olarak insanlar yeterli gıdayı üretememekte veya satın alamamaktadırlar. Tüm dünyada sermayenin kontrolünde üretim yapan gıda sektörü her şeyden önce daha çok kar karşılığı üretimi önceleyerek sektörü yönetmekte. Bu gerçek gıda güvenliği çerçevesindeki bütün tartışmaların temeli. İnsan biyolojisini tehdit eden katkı maddeleri, üretim şekilleri büyük bir tehdit oluşturmakta, GDO, yüksek kimyasal katkılı ürünler en rahat şekilde, maalesef yine güney ülkeleri pazarlarında kendilerine yer bulabilmektedir. Ülkemizde yıllardan beri var olan yetersiz ve dengesiz beslenme sorununu adaletsiz gelir dağılımı temelinde gün geçtikçe derinleşmekte. Ülkemiz nüfusunun yarısının yoksulluk sınırı altında, 1 milyondan fazla yurttaşımızın da açlık sınırı altında yaşadığı göz önüne alınırsa, açlık ve yetersiz beslenmeyi millet olarak ne kadar derinden yaşadığımız ortaya çıkacaktır. Ayrıca bir toplumun gelişmişlik seviyesi fertlerinin tükettiği hayvansal gıdaların miktarı ile doğru orantılıdır. Ülkemizde tüketilen et, balık, süt, yumurta gibi değerli protein kaynakları miktarının gelişmiş ülke verileri ile karşılaştırıldığında çok geride olduğu görülecektir. İstatistiklerde ABD'de yıllık kişi başı et tüketiminin 116.7 kilogram, Arjantin'de 99.5 kilogram, Avustralya'da 93.9 kilogram iken Türkiye'de yalnızca 18.6 kilogram olduğu görülmekte."

HAYVANSAL ÜRETİM GERİLİYOR

Bütüner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemiz geniş coğrafyası, iklim özellikleri ve üç tarafını çevreleyen denizleri ile hayvansal üretim açısından önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen, yanlış tercihle uygulanan tarım politikaları nedeniyle hayvansal üretim geliştirilememektedir. Bunun sonucu insanlarımız dengeli beslenme için gerekli düzeyde hayvansal proteine ulaşamamaktadır.  Dünyada yaşanan bu kadar büyük açlık tehlikesine rağmen ülke potansiyelinin değerlendirilerek hayvansal üretimin arttırılmaması bunun yerine, hayvansal protein açığının ithalat yolu ile karşılanmasının, ileride çok daha büyük açlık sorunlarını beraberinde getireceğini söylemek için büyük araştırmalara gerek yoktur. Bu durumun ülkemizdeki yansıması olarak, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK)  verilerine göre,  2001 yılında 26,4 milyon hektar olan tarım alanları 2016 yılında 23,7 milyon hektara gerilemesi şeklinde görülüyor. Türkiye'nin 2017 yılında gerçekleştirdiği toplam tarım ürünleri ithalatı yaklaşık 5 milyar doları bulmakta. Tarımsal alanda dünyada kendi kendine yetebilen nadir ülkelerden olan ülkemiz maalesef ette, pirinçte, mercimekte, nohutta, limonda, pancarda ve nihayet buğday ve saman da dahi ithalatçı konuma düşürülmüştür. Gelir adaletsizliği, tarım ve hayvancılık politikalarını Milli Güvenlik politikaları içinde gören Saadet Partisi olarak bu tabloyu kabul etmemiz, sindirmemiz mümkün değildir."

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar