Saadet Partisi Karatay Gençlik Kolları Gündem Değerlendirmesi


Değerli Basın mensupları, Saadet Partisi Karatay Gençlik Kollarının Düzenlediği Basın Açıklamasına Hoşgeldiniz

Bu sabah bir acı haberle daha uyandık. 7 Mehmetçiğimiz, Batman'ın Gercüş ilçesinde zırhlı araç geçişi sırasında hain bir şekilde pusuya düşürülerek şehit edildi. Öncelikle şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ise baş sağlığı diliyoruz. Terörü ve terör destekçilerini en ağır şekilde lanetliyoruz.

Yaşadığımız günlerde, önemli olduğu halde, arka planda kalan Diplomalı İşsizlik konusuna değinmek istiyoruz.

İktidara geldiklerinde 'Her şehre bir üniversite' sloganı ile yola çıkan AK Parti Hükümetleri döneminde üniversiteler açıldı. Konya'da da üniversitelerin ve fakültelerin açılması, binlerce öğrencinin büyük hayallerle üniversitelerde okuması artık ülkemizin kronik sorunu olan işsizlik olgusundan dolayı gelecek vaadetmiyor. Halk arasında 'Diplomalı İşsiz' olarak anılan gençler mezun olduktan sonra ya uzun yıllar iş bulamıyor ya da okudukları bölümlerle alakası olmayan sektörlerde işe girmek durumunda kalıyorlar.

TÜİK verilerine göre her 4 gençten biri işsiz. Resmen 3,5 milyon genç işsiz var. Fiilen bu rakam aslında 5 milyon civarında.
Üniversite mezunu işsizlerin sayısı 1 milyonu aşmış durumda. Bugün Türkiye'deki işsiz genç arkadaşlarımızın sayısı 120 ülkenin nüfusundan daha fazla.
Ama ilgili bakanımız konuşmasında diyor ki: "Halimiz kötü, işletme ve iktisat mezunları kadro beklemesin. Yok kardeşim devlette böyle bir kadro! Boşuna bekleme."
Üniversite mezunu işsizlerin yarısı, kadro veremeyiz denilen İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunu.
Madem ihtiyaç yok, o zaman neden, sadece Konya da bu sene 1830 İktisadi İdari Bilimler Fakültesi kontenjanı açılıp öğrenci alınıyor.

Lafa gelindiğinde: "Türkiye'de işsizlik yok, iş beğenmeme var." deniliyor.

Siz iktisat fakültesi mezunu gence pizza sattırırsanız; siz biyoloji mezunu, tarih mezunu gence AVM'de tezgâhtarlık yaptırırsanız, elbette yaptığı işi beğenmemek onların en doğal hakkıdır.

Eğer Türkiye, AVM'lerle donatılacağına fabrikalarla donatılsaydı, şeker fabrikalarını haraç mezat satmak yerine destekleyip teşvik edilme yoluna gidilseydi, bugün bu genç arkadaşlarımıza : "İş yok kardeşim! Başınızın çaresine bakın." demek zorunda kalınmazdı.

Son zamanlarda ülkemizde dengelerin bozulmasıyla kimi firmalar işyerine kilit vurmuş, kimileri de küçülmeye gitmiştir.

İşsizliğin yanı sıra, iş bulanlarında aldıkları maaş açlık sınırının altındadır.
16 yıllık eğitim hayatından sonra asgari ücretle işe başlamak istemeyen genç arkadaşlarımızı iş beğenmez olarak görmek ne kadar doğru?
Ağır vergiler altında ezilen işverenler, çözümü mülteci işçilerde bulmak zorunda kalıyor.

Öğrencinin çok olmasının, istihdam sağlanamadıktan sonra bir anlamı var mı?
Öğrenci sayımızın Almanya'nın kat kat üzerinde, 8 milyon olmasıyla övünmek yerine, mezunlarına sağlanan istihdamla övünülmesi gerekmez mi?
Resmi kurumlarda işe alım şartı liyakat olması gerekirken neden bir dayıya ihtiyaç duyuluyor?

Bütün bu sorunlarla birlikte, Türkiye nin ekonomisini AMERİKALI bir şirkete teslim eden bir hükümetten, diplomalı işsizliğin çözümü konusunda adım atmasını beklemek çok da doğru olmaz.

Basın açıklamamıza katıldığınız için teşekkür ederiz. 
                                                                                                 
                                                                                                      İsmail KAPLAN 
                                                                                                       Saadet Partisi 
                                                                                  Karatay Gençlik Kolları Başkanı Yardımcısı

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar