Kalaycı; Terörle mücadele amacıyla alınan tedbirler”i gündeme getirmiştir.


​Terörle mücadeleyi sürdürmek millî bekamızın sırtımıza yüklediği bir sorumluluktur.

Türkiye, her egemen devlet gibi toprak bütünlüğünü, siyasi ve insan birliğini yüreklice, uluslararası hukuka muzahir şekilde savunmaktadır. Bu savunmadan, bu duruş ve azimden rahatsız olanlar önce tarihin ve insanlığın neresinde durduklarını gözden geçirmelidir. Teröre destek terör faaliyetidir. Teröriste sevgi ve sempati caniliği övmek, öne çıkarmaktır. Terör yasa dışıdır, insanlık dışıdır, mahşerî vicdanın hiçbir mirasıyla, hiçbir değeriyle bağdaşmayan iğrenç bir eylem türüdür. Terörizmin fail ve figüranları pek fazla olan, boyut ve bileşenleri karmakarışık bir hıyanettir, cinayettir, alçaklıktır.

Yarının güçlü Türkiye'sini inşa etmek hepimizin sorumluluğu, hepimizin asli vazifesidir. Millî bekayı korumak, millî devletimizi yüceltmek de boynumuzun borcudur. Hamdolsun, Türkiye Cumhuriyeti cesaret, dirayet ve hamiyetle terörle mücadeleyi devam ettirmektedir. Terörle mücadeleyi gevşemeden, ihmal etmeden, iddia ve güçlü bir iradeyle sürdürmek millî bekamızın sırtımıza yüklediği ağır bir sorumluluktur.

15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi sonrasında ülke genelinde 21 Temmuz 2016 gününden itibaren ilan edilen olağanüstü hâl 7 defa uzatılmış ve 18 Temmuz 2018 gecesi sona ermiştir. Görüşmekte olduğumuz Kanun teklifi, olağanüstü hâlin kalkması nedeniyle terör örgütleriyle hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde etkin mücadele edilebilmesi amacıyla anayasal güvence altındaki temel ve hak ve özgürlükler korunmak suretiyle ilgili kanunlarda soruşturma, kovuşturma, disiplin işlemleriyle kamu görevinden ve meslekten çıkarılma bakımından alınması gereken bazı tedbirleri düzenlemektedir.

Kanun teklifini yeterince incelemeden, başta Avrupa olmak üzere birçok demokratik ülkenin iç güvenliği tehdit eden olaylardaki uygulamalarını, Fransa'nın OHAL sonrası yaptığı düzenlemeleri araştırmadan abartılı eleştiriler yapılmaktadır. Hele bazıları var ki âdeta felaket tellallığı yapmaktadır. Bunlar öncelikle Türk milletinin beka meselesini kavramayan, kavramak gibi dertleri de olmayan maksatlı çevrelerdir.

Avrupa'nın birçok ülkesinde iç güvenliği tehdit eden olaylarda geniş yetkilere sahip olan polis, şüpheli gördüğü kişileri izin olmaksızın gözaltına alabilmekte ya da izinsiz gösterileri iptal edebilmektedir. Fransa, bir terör saldırısından sonra 719 gün olağanüstü hâlle yönetilmiş, OHAL kaldırılırken iç güvenliğin güçlendirilmesi ve terörle mücadele kanunu çıkarılarak güvenlik bölgeleri oluşturma, dinî mekânları kapatma, bireysel idari kontrol ve izleme, ziyaret, denetleme ve el koyma tedbirlerinin 31 Aralık 2020 tarihine kadar uygulanacağını belirtmiştir.

Valilerin yetkilerine ilişkin yapılan düzenleme;

Kanun teklifinin 1'inci maddesiyle, ölçülülük ve belirginlik ilkesi de dikkate alınarak ve uygulamadaki farklılıkları gidermek amacıyla, valilerin belirli yerlere giriş ve çıkışı sınırlamaya ilişkin var olan yetkileri somutlaştırılmakta ve bu yetkiler bakımından süre sınırı getirilmektedir.  

Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine ilişkin düzenleme;

Toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin vatandaşların günlük yaşamını aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırmayacak şekilde planlanması hükme bağlanmaktadır. Ayrıca, kapalı yerlerdeki toplantıların saat 24.00'e kadar yapılabileceği, açık yerlerdeki toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin ise gece vaktinin başlamasıyla dağılacak şekilde planlanması gerektiği, toplantı ve gösterinin niteliği gece vakti yapılmasını gerektiriyor veya ilgililerce talep edilmiş ise, sürenin en büyük mülki amir kararıyla 24.00'e kadar uzatılabileceği düzenlenmektedir.

 

Dolayısıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkının olmadığı ya da ihlal edildiği iddiaları tamamen asılsız, yersiz ve mesnetsizdir. Yapılan düzenlemede, Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uyum sağlama amacı güdülmekte ve iddiaların tam aksine, toplantı ve gösterilerin gece vakti yapılabilmesinin de hukuken önü açılmaktadır.

 

Gözaltı sürelerine ilişkin düzenleme;

 

Üç yıl süreyle uygulanmak üzere, Türk Ceza Kanunu'nun devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzeni ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, millî savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar veya örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından gözaltı süresi 48 saat olarak uygulanacak, toplu olarak işlenen suçlarda dört günü geçemeyecektir. Gözaltı süreleri hâkim tarafından en fazla 2 defa uzatılabilecektir. Uzatma kararı hâkim tarafından verileceğinden bu düzenleme Anayasa'nın 19'uncu maddesinin aradığı şartları taşımaktadır.

Birçok ülkede benzer örnekler bulunmaktadır. Örneğin İngiltere uygulamasında bazı suçlar yönünden kırk sekiz saatlik gözaltı süresinden sonra hâkim kararıyla yedi günlük uzatma süreleri bulunmakta, bu süre toplamda on dört güne kadar uzatılabilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili kararlarında da yakalanan kişinin hangi sürede, bağımsız bir yargı merciinin önüne çıkarıldığına dikkat edilmektedir.

Kamu görevlileriyle ilgili tedbirler;

Üç yıl süreyle uygulanmak üzere, terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenlerin, kamu görevinden çıkarılması, soruşturma usulünün belirlenmesi, hakkında inceleme ve soruşturma yürütülen kişilerle bunların eş ve çocuklarına ilişkin olarak telekomünikasyon yoluyla iletişimin tespiti dâhil bilgi ve belge temini, pasaportların iptali, rütbelerin alınması, meslek ad ve sıfatlarının kullanılmaması hususlarında düzenlemeler yapılmaktadır.

Haklarında işlem tesis edilecek olan kamu görevlilerine yedi günden az olmamak üzere savunma hakkı verilmektedir.  Böylelikle OHAL döneminde olmayan savunma hakkı bu düzenleme ile getirilmektedir.

 

Kamu görevinden veya meslekten ihraç ve iade işlemleri kapsamındaki görevler yerine getirilirken görevin ifası sırasında işlendiği iddia olunan suçlardan dolayı kamu görevlileri hakkında izne bağlı olarak adli ve idari soruşturma ve kovuşturma yapılması mümkün hale getirilmektedir. Böylelikle, OHAL döneminde olmayan bu uygulamanın getiriliyor olması, ihraç ve iadelerde verilen kararları daha isabetli kılacaktır.

 

Dolayısıyla, kamu görevlilerinin savunma hakkı verilmeden keyfi olarak görevlerinden çıkarılabileceği, yaptırım uygulayan görevli kişilerin sorumluluğunun olmadığı iddiaları külliyen asılsızdır ve mesnetsizdir.

15 Temmuz hain darbe girişimini asla unutmayacak ve unutturmayacağız.

15 Temmuz bir milattır ve Türk milleti istiklaline kanıyla, canıyla, imanıyla sahip çıkmıştır. O kanlı gecede yaşananların tekerrür etmemesi hem bizim hem de bizden sonraki nesillerin boynunun borcu, ecdada ve şehitlerimize vefanın gereğidir. 15 Temmuz 2016'da yaşanan dehşet ve vahşet son iki asırda karşılaştığımız hiçbir zulme, hiçbir hıyanete benzememektedir. FETÖ düşmandır, haindir; üzerinden silindir gibi geçilmeli ve nihai olarak yok edilmelidir. Bunun arası, ortası, başı, sonu, şurası, burası, aması, ancağı yoktur.

Türkiye 15 Temmuzla henüz tam bir hesaplaşma yapamamış, tedirginliği atamamış, riskleri aşamamıştır. Darbe ve vesayet tehlikesi tam manasıyla geçmemiştir, hâlâ siyasi ayak gizemini korumaktadır. Dürüst ve yürekli bir mücadele sürse de hâlâ mevzi düzeyde sonuçlar alınmaktadır. Âcziyet gösterilirse acınacak hâle geliriz, ağırdan alırsak yüksek bedel öderiz. Haine hoşgörü insan haysiyetine darbedir, bunu da aklımızdan çıkaramayız.

Türkiye, FETÖ belasını ve PKK tehdidini bitirerek gündeminden çıkarmalı.

Bunları yaparken, haksız ve hukuksuz yere sosyal enkaz ve beşerî yıkım yaratmaktan,  adaletsizlikleri beslemekten, rövanşist eğilimleri bilemekten kaçınmalıyız. Mazlumların ahını almak, insan hak ve hukukunu hiçe saymak büyük bir vebaldir. Devlet umuru, devlet gururu, devlet şuuru, millî vakar böyle bir vebale ortak olmaz, asla olmamalıdır.

 

Türkiye hem FETÖ belasını hem de PKK tehdidini tamamen bitirerek gündeminden çıkarmalı, geleceğimiz emniyete alınmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisinin terörle mücadelede desteği tamdır.

 

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar