MHP İl Başkanı Çiçek Basın Toplantısı Düzenledi


​Milliyetçi Hareket Partisi ( MHP ) Konya İl Başkanı Av. Murat Çiçek İl Başkanlığında Düzenlediği Basın Toplantısında Şu Konulara Değindi.

İl Teşkilatımız 18 Ocak 2015 tarihinde yapılan kongrede güven tazelemiş ve görevine azimle devam etmek üzere yola çıkmış bulunmaktadır. Öncelikle bize tevdi edilen bu şerefli görev için tüm delege arkadaşlarımıza ve desteklerini esirgemeyen dava arkadaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Cenabı Hak'tan hep beraber huzurlu, güzel günlere erişmeyi niyaz ediyor, şehitlerimize rahmet diliyorum. Allah'ın selamı tüm inananların üzerine olsun.

Kongre sonrası, öncelikli faaliyetlerimizi şu üç madde olarak tespit edip, bu hususları 31 Ocak ta Çumra'da düzenlediğimiz 1. İstişare Toplantımızda ilçe teşkilatlarımıza da iletmiş bulunuyoruz.

1- Üye kayıtlarının kapsamlı bir biçimde ve bir kampanya şeklinde devam ettirilmesi.

2-  Kadın kollarımızın güçlendirerek 7 Haziran seçimleri için en kısa zamanda hazır hale getirilmesi.

3- Genel merkezimizin de talimatları üzere il ve ilçe seçim ve propaganda komisyonlarımızın oluşturulması.

Sayın basın mensupları, 7 Haziran Genel Seçimlerinin ülkemiz açısından,  bir dönüm noktası olacağı muhakkaktır.

Anlaşılan odur ki AKP bunca başarısızlık ve nakıslarını perdelemek ve güzel ülkemizin hayat memat meselesi haline gelmiş olan sorunlarının tartışılmasını geri planda bırakarak bu seçimlerin adeta, başkanlık sistemine evet – hayır referandumu şeklinde geçmesini temine çalışacaktır. Oysa başkanlık sisteminin olumlu veya olumsuz yanları bir tarafa, aziz milletimizin hiçbir derdine deva olmayacağı ortadadır. Bu durum sadece, kendilerini kurtarmak ve kanlı terör örgütüne ve onun başındakilere verdikleri sözleri yerine getirmek için tamamen şahsi meseleleridir, asla milletin meselesi, ülkenin meselesi değildir.

Milletin meselesi başkanlık sistemi değildir. Milletin meselesi iştir, aştır, gırtlağına dayanmış olan borçlarıdır.

Milletin meselesi, iş adamı ve üretici için ayakta kalma mücadelesidir. Çalışanlar için hayatta kalma mücadelesidir.

Baba kredi almış ödeyememiş, eve haciz gelmiş, oğlu adeta kendi geleceğini ipotek edercesine kredi çekip, haczi durdurmaya çalışmaktadır. Bu ve benzeri örnekleri gözü olanlar her gün görmekte ve yaşamaktadırlar.

Televizyonlarda banka reklamlarında, başı sıkışan baba, on yaşlarındaki oğlunun elinden tutup, çözüm diye bankaya götürmekte ve bunları seyreden tazecik dimağlar faiz lobisinin eline teslim edilmektedir.

Bu mudur Müslümanlık, bu mudur milletini sevmek. Nerede RTÜK, Sahte hoca dizisine tepki koyanlar, neredesiniz!

Ülkenin meselesi İmralı'nın Kandil'in istediği yeni anayasa değildir.  Ülkenin meselesi, dış politikada devleti soktukları bataklıktan kurtarılmaktır. Artık 2 milyonlarla ifade edilen ve yarın nereye varacağı ve ne olacağı belli olmayan sığınmacı meselesidir. Bunların yakın gelecekte milletin işine, aşına, huzuruna yansıyacak olan etkileridir.

Milletimiz ve ülkemiz için mesele, çevremizin terör örgütleri ve onların arkasındaki emperyalistlerce kuşatılmış olmasıdır. Adeta İsrail'le, Amerika'yla komşu olmamızdır. Oluk, oluk akan Müslüman kanıdır. Ülkemizin bu bataklığa çekilip bölünmesi ve Sevr tuzağının hayata geçirilmesi tehlikesidir.

Milletin ve ülkenin meselesi, hırsızlık ve yolsuzluklar, israf ve kayırmalar, haksızlık ve hukuksuzluklarınun ayyuka çıkması, insanların seslerinin kısılması ve boğazlarının sıkılmasıdır.

Birisi çıkıp doğru bir şey söylese, işlerine gelmeyen bir söz etse; derhal ya paralelci, darbeci oluyor ve ya "kaseti var,  şantajı var ondan böyle konuşuyor" diye karalanıyor. Ya da "bunlar operasyon istiyorlar" diye tehdit edilip susturuluyor. Bu nasıl bir ahlaktır, bu nasıl bir demokrasidir, bu gidiş nereyedir?

Haram saraylarda saltanat sürenlerin meseleleri elbette ki başka şeylerdir. Başkanlık sistemidir, yeni anayasadır.

İktidarlarına payanda olan çevrelere verdikleri sözleri yerine getirmek telaşında oldukları aşikârdır. Çünkü bu sözleri yerine getiremezlerse akıbetleri pek fecidir. Açık ve gizli tehditler almaktadırlar ve kendilerini kurtarmak için memleketi uçuruma sürüklemekten çekinmeyecekleri anlaşılmaktadır.

Öyle anlaşılıyor ki, İmralı ile vardıkları uzlaşma neticesinde HDP seçime parti olarak girip baraj altı kalacaktır.Bu konuda, açılımla ilgili başbakan yardımcısı Beşir Atalay ve diğerlerinin "korkmasınlar, cesaretli olsunlar" diye gaz verdiklerine şahit olmaktayız. Hesap odur ki;

HDP baraj altı kalınca, AKP anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşacak ve kendilerine dayatılan özerklik ve arkasından ülkeyi bölme, parçalama misyonunu tamamlamak yolunda gerekli mayınları döşeyecektir. Diğer yandan PKK'lılar mağdur oldukları gerekçesi ile seslerini yükseltip ABD ve Avrupa'yı arkalarına alarak, daha da çok şeyler isteyecekler ve ülke kaosa sürüklenip son perde oynanacak, BOP projesinin gereği yerine getirilecektir.

Yüce Türk Milleti!

Unutma ki senin gösterdiğin sabır ve müsamaha yarın başkaları tarafından sana gösterilmeyecektir. Bu son şans olabilir. Gerçeklere gözünü kapama, bu tuzağı boz. Kurtuluş için MHP ye bir şans ver.

Bizim reçetelerimiz, projelerimiz, kadrolarımız, azmimiz ve cesaretimiz fazlasıyla mevcuttur. Bütün bunlar seçim beyannamemizde genişçe yer alacaktır. Burada kısaca belirtmek gerekirse;

Öncelikle hırsızlığı, yolsuzluğu, israfı, petrol ve diğer kaçakçılıkları önleyip, ülkenin kaynaklarının dışarıya akıtılmasına ve her türlü sömürüye bir son vererek, ekonomiyi kısa sürede düzelteceğiz. Halkı bu borç batağından kurtarıp yüksek kalkınma hızını yakalamak için üreticiyi, çalışanı baş tacı yapıp, üretimin her türlüsünü destekleyeceğiz.

Terör sorunu, PKK sorunu ise bize vız gelir. Kararlılığımızın rüzgârı bile bu ateşi söndürmeye yetecektir. Ancak bize göre başkaca yapılması gerekenler elbette vardır ve çokta karmaşık veya bilinmeyecek şeyler değildir.

Petrol kaçakçılığını önleyip, esrar- eroin, ve diğer uyuşturucu yollarını kesin, insan ve silah kaçakçılığını bitirin, gümrük kaçakçılığını kurutun, Eski Gümrük Bakanlarımızdan, Rahmetli Gün Sazak'ın yolunu takip edin. Yani kısaca Terörün hortumlarını kesin, bakın bakalım bu canavardan ortada ne kalıyor. Dış politikanızı gerçekler ve gereklilikler üzerine oturtun bakalım terörden geriye ne kalıyor. Doğu ve Güney doğudaki Halkımızı PKK ve dış istihbarat örgütlerinin tehdit ve tasallutundan kurtarın bakalım yüzde kaç oy alabiliyorlar. Bölmek için değil de kardeşlik için yaklaşın bakalım kim kimin yanında oluyor.

Diğer yandan dış politikada, barış içinde komşularla ortak projeler oluşturularak emperyalistlerin dayattığı BOP zincirini kırıp parçalamak bizim için zor değildir. Çünkü biz kimseye gebe değiliz ve gücümüzü imanımızdan alıyoruz. Muhakkak Hakkın inayeti, inanıp ta arkasına dönmeyenlerle olacaktır.

Sayın Başbakan gibi, bağırıp çağırıp nutuk atmakla meseleler çözülmez. "Hırsızlık yapanın Kolunu koparırız" deyip, ayakkabı kutularındaki paraları faiziyle beraber teslim edeceksin. Üstüne üstlük Yüce divandan kurtarıp aklayacaksın, bir yandan "Peygamberimize laf söyletmeyiz" deyip, öbür taraftan karikatürcülerin merasimine katılacaksın.

İsrail'e atıp tutacaksınız, Gazze'den kalkan füzeyi, Malatya'daki üstten haber verip İsrail'in savunmasına katkı sağlayacaksınız, Kerkük petrollerini Hatay'dan İsrail'e akıtacaksınız.

 Müsaade etmeyiz, kabul etmeyiz deyip ülkenin bir bölümünü PKK'ya teslim edeceksin. Baş Başbakan Kobani için esip gürleyecek," PKK, PYD aynıdır, ikisi de terör örgütüdür deyip milliyetçiliğe soyunacak, sen Kobani'ye selam göndereceksin. Adama demezler mi ki;

"Atma Recep din kardeşiyiz", ATMA DAVUTOĞLU DİN KARDEŞİYİZ.

Av. Murat Çiçek - MHP Konya İl Başkanı

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar