Altunel, 24 Kasım Öğretmenler Günü Mesajı


​Mehmet Emin Altunel, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı.

         Geçtiğimiz dönem Milliyetçi Hareket Partisinden Konya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan ve  seçimlerden bu yana siyasette ön saflarda yer alan Altunel Tüm öğretmelerin sevgi ve hürmetle anıldığı anlamlı bir yıl dönümünün  içinde bulunulduğunu ifade ederek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e  Başöğretmenlik unvanının verilmesinin üzerinden 86 yıl geçtiğini hatırlattı.

         Öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu söyleyen Altunel "millet olarak ülke olarak öğretmenlerimize çok şey borçluyuz. Bu borcumuzu malesef yeterince ödeyemediğimiz gibi öğretmenlerimizin AKP hükümeti ile birlikte yaşam şartları zorlaşmış atamaları adeta tiyatro gösterisine dönüşmüş ve öğretmenlerimiz eğitimden çok siyasi baskılar ile uğraşır hale getirilmiştir" dedi.  Altunel mesajına şöyle devam etti.

        Gelecek nesillerin yetişmesinde, olgunlaşmasında, fikir ve kanaat sahibi olmalarında hayati bir rolü olan öğretmenlerimizin ücretlerinden ek derslerine, idarelerinden yönetim şekline kadar dar boğaza itilmişlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı görevinden uzaklaşmış adeta siyasi bir partinin kurumu haline gelmiştir. Geçenlerde yaşadığımız ve Şanlıurfa ili Birecik ilçesinde Eğitim Bir-Sen tarafından hazırlanan ve sözlü sınav komisyonuna iletilen bir belge Milli Eğitim Bakanlığında  işlerin nasıl yürüdüğünü göstermektedir. Eğitim Bir-Sen Birecik İlçe Temsilcisi Nahsen Aydın'ın hazırladığı bu belgede sözlü sınava girecek 64 kişinin isimlerinin karşısında görev yeri, alanı, sendikal bilgileri, siyasi görüşleri, karakter özellikleri yazmakta ve sınavda kimlerin başarılı olması gerektiği belirtilmektedir. Bu rezalet öğretmenlerimizin nasıl bir siyasi baskının içine sürüklendiğinin göstergesidir.

     Bu kutsal mesleğin mensuplarının biriken sorunları çözülemediği sürece gelecek kuşakların iyi yetişmeleri ve donanımlı olmaları sağlanamayacak, bu kapsamda ortaya çıkacak külfetler maalesef telafi edilemeyecektir.Hangi gerekçelerle olursa olsun, öğretmenlerimizin mahrum bırakıldığı hak ve imkanlar, bir zaman sonra karşımıza ağır maliyetler çıkaracak; 'huzursuz öğretmen, eğitimsiz öğrenci ve gerileyen ülke' kısır döngüsüne hapsolmaktan başka bir seçeneğimiz kalmayacaktır.'

     Okulları; AKP il/ilçe teşkilatları ile Eğitim Bir-Sen'in hazırladığı listeler aracılığıyla okul müdürlüğü unvanını alan ya da koruyan kişilerin sevk ve idare etmesi, işin ehline verilmemesi, kariyer ve liyakatli insanlar yerine iktidarın payandası haline gelenlerin yönetmesi önümüzdeki yıllarda çok acı tecrübelere yol açacaktır.

      Türk Eğitim-Sen'in 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve mesleki sorunlarını tespit edebilmek amacıyla düzenlediği anket çalışması da bu anlatmış olduğum kara tablonun adeta özetidir. Ülkemizde pembe tablolar çizerek oy avcılığı yapanlar öğretmenlerimizin  vebali altında ezileceklerdir.  Türk Eğitim-Sen'in 23 bin 562 kişi üzerinde yaptığı ankette, ankete katılanların yüzde 26.8'i ek iş yaptığını belirtmektedir.

      Ankete katılanların yüzde 77.1'i öğretmenlere yönelik şiddet olayları nedeniyle can güvenliğinden endişe ettiğini belirtmektedir. Ankete katılanların yüzde 93.3'ü okulunun herhangi bir ihtiyacını gidermek için kendi cebinden para harcadığı zamanlar olduğunu ifade etmektedir. Okullara yeterli ödenek ayrılmadığı için okul ihtiyaçlarının bir kısmının veliler tarafından karşılanmasını doğru buluyor musunuz?" sorusuna ankete katılanların yüzde 30.9'u evet, yüzde 69.1'i hayır cevabı vermiştir. Genel olarak ekonomik durumunuzu nasıl tanımlarsınız?" sorusuna ankete katılanların yüzde 0.5'i çok iyi, yüzde 15.3'ü iyi, yüzde 63.6'sı orta, yüzde 20.6'sı da zayıf cevabını vermiştir. Ayrıca ankete katılanların yüzde 93.9'unun kredi kartı var iken, yüzde 6.1'inin kredi kartı bulunmamaktadır. Bu tablolar maalesef ülkemizde her şey yolunda gidiyor diyenlerin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

      Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; ülkemizdeki yönetim anlayışının her şeyden önce geleceğin mimarı öğretmenlerini memnun ve mutlu etmesi lazımdır. Bu keyfilikten ziyade bir zorunluluk, tercihten daha çok seçeneksiz bir husustur. Şayet geleceğin riske atılması veya çıkmaza sürüklenmesi  istenmiyorsa, öğretmenlerin imkan ya da kaynak kısıtlamaları gibi bahanelerle oyalanmaması icap edecektir. Millet olarak belirlediğimiz amaçlara gidebilmemizin yolu, hızı ve kalitesi doğal olarak öğretim kadrosunun niteliği ve huzuru ile  yakından alakalıdır.

     Öğretmenlerimizi çaresizliğe ve yalnızlığa terk ederek, üstelik göz göre göre sorunlarına gömülmesine sessiz durarak istismarla vakit geçirenler şüphesiz bugünkü karanlık manzaranın bir numaralı müsebbipleridir. Atanamayan öğretmenlerin dayanma sınırlarını aşan feryatlarına inatla kulak tıkayan iktidar zihniyeti, başkalarına gelince milletimizin kaynaklarını fütursuzca peşkeş çekmektedir.

     Ümit ediyorum iktidar partisi öğretmenlerimizin sıkıntılarına daha fazla kulak tıkamaz ve layık oldukları hakları sunarlar.  Bu duygu ve düşünceler ile fedakarlığın zirve isimleri olan saygıdeğer öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyor, aileleri ve öğrencileri ile birlikte mutlu ve huzurlu  yıllar temenni ediyorum. Ayrıca Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte terör saldırıları sonucunda şehitlik mertebesine yükselmiş aziz öğretmenlerimize de Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.

Son Fotoğraflar

Tüm Fotoğraflar